İnsanlar arasındaki iletişim yolları içinde en önemlisi ve en sık kullanılanı konuşarak anlaşma yoludur. Konuşma öğrenilmiş bir davranıştır, anne ve babalar, çocuğun yakın çevresindeki kişiler farkında olmaksızın konuşma öğretmenliği yapmaktadırlar. Konuşmanın öğrenilmesinde ise en önemli unsur işitmedir.
İşitme kaybı bu duyulardan en
önemlisi olan işitme bozukluğu durumunda ortaya çıkar. İşitme engeli, işitme
duyarlılığının kişinin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerini yerine
getirmesinde en büyük engeli oluşturur. İşitme duyusunun kaybı, özellikle
bebeklik döneminde konuşmanın öğrenilmesi açısından ciddi bir sorun teşkil eder
ve bu bireyler iletişim açısından ciddi problemler yaşarlar. İşitme kaybı olan
çocuklar; okul döneminde başarısızlık, psikolojik olarak toplumdan uzaklaşma,
içine kapanıklık ve sosyal yönden başarısızlık gösterebilirler.
İşitme kaybının teşhisi ne kadar
erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin tüm gelişiminin o kadar sağlıklı
olacağı unutulmamalıdır. Yani, işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir.
Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli
dönemdir.
İşitme kaybı yönünden risk faktörlerini değerlendirecek olursak.
Doğum Öncesi Dönemde;
· Anne ve baba arasında akrabalık var mı?
· Ailede çocukluk çağında başlayan işitme kaybı öyküsü var mı?
· Anne hamileliği sırasında ilaç / ilaçlar kullandı mı?
· Anne hamilelik döneminde bulaşıcı bir hastalık geçirdi mi?
· Anne hamilelik sırasında yüksek tansiyon, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi sistematik bir hastalık geçirdi mi?
· Annenin hamilelik sırasında radyasyon ile ilgili öyküsü var mı? (Röntgen çektirdi mi)?
· Anne hamilelik esnasında herhangi bir kaza, çarpma, düşme geçirdi mi?
Doğum sırasında;
· Bebek doğum esnasında oksijensiz kaldı mı?
· Bebek doğum sonrası bir süre solunum zorluğu yaşadı mı?
· Bebeğin doğum ağırlığı 1500 gramın altında mı?
· Bebek yeni doğan yoğun bakım ünitesinde 2 günden fazla kaldı mı?
· Bebeğin kafa veya kulak yapısında anormal bir durum söz konusu mu?
· Kan uyuşmazlığı var mı?
Doğum sonrasında;
· Bebek yüksek ateşle seyreden bir hastalık geçirdi mi?
· Bebek uzun süreli sarılık yaşadı mı?
· Bebek yüksek şiddetli gürültüye maruz kaldı mı?
· Bebek çarpma, düşme yoluyla ağır bir kafa travması geçirdi mi?
Aile, çocuğun büyümesini ve
gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa, işitme kaybı erken dönemde
teşhis edilebilir.
Her anne ve baba çocuğun işitmesini kontrol etmelidir.
0-3 ay arası
Anne sesimi tanır ve sakinleşir. Yüksek seslere irkilir, o an besleniyorsa duraksar.
3-6 ay arası
Gürültüde uyanır çevresindeki seslerin nereden geldiğini anlamak için sesin kaynağına döner.
6-12 ay arası
"da da, ba ba " gibi sesleri algılar. Adı söylenince tepki verir. Çıngırak sesi gibi oyuncak seslerine karşı reaksiyon gösterir.
12-18 ay arası
"ba ba, da da" gibi birbirinden bağımsız tek heceli sesler çıkarır. Sevdiği oyuncakların adı söylenince işaretle gösterir. Uzaktan özellikle ismi ile seslenildiğinde o tarafa bakar.
18-24 ay arası
20'ye yakın kelime söyler. İki kelimelik cümleler kurmaya başlar.
24 ay-3 yaş arası
24 aylıkken 270, 3 yaşında 1000 kadar kelime haznesi vardır. İsteklerini genellikle sözel olarak bildirir. Basit cümlelerle konuşur. Farklı sesleri ayırt eder. Kendisine söylenenlere anlar.
Çocukların işitme duyusunu
değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmemektedir. Yaşamın ilk
günlerinde uygulanabilen basit, ucuz ve güvenilir testler ile yeni doğan bir
bebeğin işitme engelini saptamak mümkündür.
Ülkemizde 2004 yılında başlatılan
"Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası" ile tüm bebeklerin
doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve doğru
olarak test edilmesi sağlanmaktadır.
İşitme taramalarının amacı, işitme
engeli ile doğan bebekleri doğumdan kısa süre sonra belirlemek, 3 aylık olmadan
işitme testlerini tamamlamak, işitme engeli tanısı alanlara 6 aylık olmadan
gerekli müdahalede bulunmaktır. Doğduktan sonra en geç 6 ay içinde işitme
engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp, işitme ve konuşma eğitimi alan
bebeklerin konuşma becerisi, normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir.
Erken işitme kaybı tanısı konulup,
erken eğitilen bebeklerin, lisan gelişimine paralel olarak zihinsel, sosyal ve
ruhsal gelişimleri de olumlu etkilendiği unutulmamalıdır !