Bekir EROĞLU


BİLİYOR MUSUNUZ?

BİLİYOR MUSUNUZ?


Değer okurlarım,
1934'de Atatürk Orman Çiftliği'nde Biyoyakıt üretildiğini ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin benzin ihtiyacını oradan karşıladığını biliyor musunuz?

Evet, Atatürk bir ilki daha o zaman başarmış! Türkiye'de ilk biyoyakıt Atatürk döneminde kullanılmış. 
*
Atatürk, Ortadoğu petrolüne muhtaç olmamak için yakıt bitkisi ektirip, ürettiği mazotu 1934’te köylüye ücretsiz olarak dağıttı.  Atatürk Orman Çiftliği’nde başlayan bu projeyle petrol ithalatı bitecekti. O devirde eşi ve benzeri olmayan bir devrim bu.
??
Haydi birlikte yarım kalan o hamleyi inceleyelim, birlikte okuyalım...
Bakalım, ''Biyoyakıt'' neymiş?

Bir enerji kaynağı olarak değerlendirildiğinde biyoyakıtlar çevre dostu olup, ısı, güç ve motor yakıtı olarak kullanıma uygun nitelikte alternatif yakıtlardır. 

Yani, kısa sıra önce yaşamış organizmalar yada onların metabolik çıktılarından elde edilir. Petrol, kömür gibi doğal yakıtlar ya da nükleer yakıtlardan farklı olarak, ''yenilebilir enerji'' kaynağıdırlar. 

Örneğin, nasıl bir çevre dostu olduğuna bakalım.
? Çevreye zarar vermeden toprakta çözülebilir ve zehirli değildir.
? Standart dizel yakıta göre %80 daha az CO2 emisyon, %0 kükürt dioksit üretir. 
? Standart dizele göre daha güvenilir, parlama noktası standart dizelde 55 derece, biodizelde 125 derecedir.
? Azot oksit gazı emisyonu standart dizele göre %15 daha yüksektir.
? Bio dizel daha iyi yağlama sağlar, motorun ömrünü uzatır.
? Soğuk havalarda daha kolay donar.
? Yenilebilir enerji kaynağıdır.
? Egzozdan çirkin dizel kokusu yerine patlamış mısır kokusu çıkabilir. (Üretildiği bitkiye göre değişir.)
? Şeker kamışı biyoyakıt elde edilebilen önemli bir bitkidir.
? Depolandıktan sonra kalitesini koruması için bir yıl içinde tüketilmelidir.
??
Atatürk, özellikle enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, yerli kaynakların kullanımını özendirmek ve çevreyi kirletmeyen yakıt elde etmek amacıyla biyodizeli bizzat teşvik etmiştir. 

Türkiye'de biyoyakıt üretimi önerisi ilk defa 1931 yılında  ''An'anevi Ziraattan Rasyonel Ziraata'' başlıklı kongrede ele alınarak üzerine çalışılmıştır. Bu çalışmada, 50 ana başlıktan oluşan kongrenin ''Ziraat Aletleri'' adlı bölümünde, tarım ürünlerinin artırılmasında tarımsal alet ve makinelerin önemine değinildiğini ve bu makinelerin ihtiyacı olan yakıtın ithal edilmesi yerine yerli kaynaklar ile üretim faydası vurgulanmaktadır. 
*
Atatürk'ün talimatıyla bu yakıt ilk kez 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliğin'de üretilerek kullanımıştır. 

Gelişmiş ülkelerde bile ancak 1970'li yıllarda önem kazanan biyoyakıt konusunda Türkiye'de 1930'lu yıllarda rapor hazırlanıp, üretime geçildiği belgeleriyle kanıtlanmıştır.

Belgelere göre; dünyadaki biyoyakıt teknolojisinin ilk örneği tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı Atatürk Orman Çiftliği bünyesinde geliştirildi. 

1937 yılından itibaren bugünkü adıyla biyodizel üretiminin
çiftlikte kullanıldığı, ''Atatürk'ün de talimatıyla dönemin milletvekilleri ve ilgili kurumların yetkililerinin 1934 yılında imzaladığı belge,Türkiye'de biyoyakıtlara ilişkin ilk resmi belge olması açısından önemlidir ve ''Bitkisel Yağların Tarım Traktörlerinde Kullanımı'' isimli çalışmanın devletçe başlatıldığını göstermektedir. 

Bu belgede biyoyakıt üretim çalışmasının gerekçesi olarak ise şu cümle yer almaktadır: 
''Her memleket harp veya buna mümasil fevkal'ade bir vaziyet karşısında, haricin yardımından kurtulmak mümkün mertebe kendi hudutları dahilindeki membaalardan elde edileceği madde-i mişteilerle ihtiyacını temin etmek lüzumunu ehemmiyletle hissetmiştir.'' 

Ayrıca, Atatürk'ün talimatı ile 1936 yılında İktisat Vekaleti Sanayi Tetkik heyeti tarafından hazırlanan İkinci Beş Yıllık Sanayi Planında (Sentetik Benzin Sanayi) benzin ve diğer fosil yakıtların ithal edilmek yerine ülke kaynakları ile elde edilmesinin önemine değinilmektedir. 

Bu çalışmalar sonucunda, 1942 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin benzin ihtiyacının %20 oranında biyoetanol ile harmanlanarak karşılandığı bilinmektedir. 

Biyoyakıtın kısa tarihçesine baktığımızda; motorlu araçlarda yakıt olarak biyoyakıt kullanım düşüncesi 1893 yılına kadar gitse de, ilk olarak 1900'lu yıllarda R.Diesel tarafından kullanılmıştır. Ancak petrolün daha revaçta olması nedeniyle bu proje ilgi görmemiştir. 

Bu yakıt türü, 1970'lerde petrol sıkıntı nedeniyle tekrar önem kazanmıştır. Günümüzde tüm gelişmiş ülkelerde bu konuda yoğun çalışmalar yapılmaktadır.
??
SONUÇ: Ülkemizin enerji bağımlılığını azaltmak ve çevreye en az zarar veren bir alternatif yakıt üretmek amacıyla oluşturan biyoyakıt sektörünün gelişimi, başarılı sonuçlara rağmen, Atatürk'ün ölümü ile olmuştur. 

Son günlerde petrol fiyatlarının ateş pahası bir hal alması, umarım enerji alanında uğraş veren ilgili ve yetkilileri bu safhada biyoenerji alanına yönlendirir...
-----------------------------------------------------------
KAYNAK: Konya Selçuk Üniversitesi'nden Prof.Dr. Hüseyin Öğüt'ün ''1934'de Türkiye'de biyodizelin denendiğine ilişkin belgenin Ankara Üniversite
Bekir
Bekir Eroğlu
si Ziraat Fakültesi Kütüphanesi''nde olduğunu açıklayan 10.8.2006 tarihli konuşması, 
DPT uzmanlarından E.Emrah Hatunoğlu'nun ''Biyoyakıt Politikalarının Tarım Sektöründe Etkileri'' adlı Ankara 2010 tarihli tez çalışması.

Bekir Eroğlu