editor


3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü

İnsan tamamen duyularına bağımlı olarak yaşamaktadır. Aslında 5 duyumuz yolu ile elde ettiğimiz hisler deneyimlerimizi oluşturmakta, elde edilen bilgiler algılama, hafıza, düşünme gibi yaşam için gerekli olan tüm insani işlevlerimizin gerçekleşmesini sağlamaktadır.


İnsanlar arasındaki iletişim yolları içinde en önemlisi ve en sık kullanılanı konuşarak anlaşma yoludur. Konuşma öğrenilmiş bir davranıştır, anne ve babalar, çocuğun yakın çevresindeki kişiler farkında olmaksızın konuşma öğretmenliği yapmaktadırlar. Konuşmanın öğrenilmesinde ise en önemli unsur işitmedir.


        İşitme kaybı bu duyulardan en önemlisi olan işitme bozukluğu durumunda ortaya çıkar. İşitme engeli, işitme duyarlılığının kişinin gelişim, uyum, özellikle iletişimdeki görevlerini yerine getirmesinde en büyük engeli oluşturur. İşitme duyusunun kaybı, özellikle bebeklik döneminde konuşmanın öğrenilmesi açısından ciddi bir sorun teşkil eder ve bu bireyler iletişim açısından ciddi problemler yaşarlar. İşitme kaybı olan çocuklar; okul döneminde başarısızlık, psikolojik olarak toplumdan uzaklaşma, içine kapanıklık ve sosyal yönden başarısızlık gösterebilirler.


        İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin tüm gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Yani, işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir.

 

        İşitme kaybı yönünden risk faktörlerini değerlendirecek olursak.

 

Doğum Öncesi Dönemde;

·       Anne ve baba arasında akrabalık var mı?

·       Ailede çocukluk çağında başlayan işitme kaybı öyküsü var mı?

·       Anne hamileliği sırasında ilaç / ilaçlar kullandı mı?

·       Anne hamilelik döneminde bulaşıcı bir hastalık geçirdi mi?

·       Anne hamilelik sırasında yüksek tansiyon, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi sistematik bir hastalık geçirdi mi?

·       Annenin hamilelik sırasında radyasyon ile ilgili öyküsü var mı? (Röntgen çektirdi mi)?

·       Anne hamilelik esnasında herhangi bir kaza, çarpma, düşme geçirdi mi?

 

Doğum sırasında;

·       Bebek doğum esnasında oksijensiz kaldı mı?

·       Bebek doğum sonrası bir süre solunum zorluğu yaşadı mı?

·       Bebeğin doğum ağırlığı 1500 gramın altında mı?

·       Bebek yeni doğan yoğun bakım ünitesinde 2 günden fazla kaldı mı?

·       Bebeğin kafa veya kulak yapısında anormal bir durum söz konusu mu?

·       Kan uyuşmazlığı var mı?

 

 

 

Doğum sonrasında;

·       Bebek yüksek ateşle seyreden bir hastalık geçirdi mi?

·       Bebek uzun süreli sarılık yaşadı mı?

·       Bebek yüksek şiddetli gürültüye maruz kaldı mı?

·       Bebek çarpma, düşme yoluyla ağır bir kafa travması geçirdi mi?


        Aile, çocuğun büyümesini ve gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa, işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilir.

 

        Her anne ve baba çocuğun işitmesini kontrol etmelidir.

0-3 ay arası

        Anne sesimi tanır ve sakinleşir. Yüksek seslere irkilir, o an besleniyorsa duraksar.

3-6 ay arası

        Gürültüde uyanır çevresindeki seslerin nereden geldiğini anlamak için sesin kaynağına döner.

6-12 ay arası

        "da da, ba ba " gibi sesleri algılar. Adı söylenince tepki verir. Çıngırak sesi gibi oyuncak seslerine karşı reaksiyon gösterir.

12-18 ay arası

        "ba ba, da da" gibi birbirinden bağımsız tek heceli sesler çıkarır. Sevdiği oyuncakların adı söylenince işaretle gösterir. Uzaktan özellikle ismi ile seslenildiğinde o tarafa bakar.

18-24 ay arası

        20'ye yakın kelime söyler. İki kelimelik cümleler kurmaya başlar.

24 ay-3 yaş arası

                24 aylıkken 270, 3 yaşında 1000 kadar kelime haznesi vardır. İsteklerini genellikle       sözel olarak bildirir. Basit cümlelerle konuşur. Farklı sesleri ayırt eder. Kendisine     söylenenlere anlar.


        Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmemektedir. Yaşamın ilk günlerinde uygulanabilen basit, ucuz ve güvenilir testler ile yeni doğan bir bebeğin işitme engelini saptamak mümkündür.


        Ülkemizde 2004 yılında başlatılan "Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası" ile tüm bebeklerin doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve doğru olarak test edilmesi sağlanmaktadır.


        İşitme taramalarının amacı, işitme engeli ile doğan bebekleri doğumdan kısa süre sonra belirlemek, 3 aylık olmadan işitme testlerini tamamlamak, işitme engeli tanısı alanlara 6 aylık olmadan gerekli müdahalede bulunmaktır. Doğduktan sonra en geç 6 ay içinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp, işitme ve konuşma eğitimi alan bebeklerin konuşma becerisi, normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir.


        Erken işitme kaybı tanısı konulup, erken eğitilen bebeklerin, lisan gelişimine paralel olarak zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilendiği unutulmamalıdır ! 


      Sağlıklı Günler Dileriz. ELİF İŞİTME.